MÜZİĞİN, MARKA VE SATIŞLARA OLAN ETKİSİ

Posted on 06 Ekim 2012 · Posted in Genel

Bu sefer ki konumuz, müziğin satışlar üzerindeki etkisi. Ancak, bu konuya  doğrudan geçiş yapmadan önce, bir süreden beri kişisel olarak yapmış olduğum birkaç gözlemimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

İşletmeler istek küçük ölçekli olsun isterse büyük olsun, gördüğüm kadarı ile ki buradan kastım şu an için perakende sektörüdür, satış konusunu gereğinden fazla abartmış ve rahatsız edici boyutlara getirmiş olduklarını görüyorum, çoğu zamanda yeteri kadar denetlenmiyorlar. (Elbette hepsi için geçerli değil bu)

Bir gün, ismi çok bilinen ve gıda sektöründe ödülleri olan bir cafe’ye girdim, girdim ama girmez olsaydım. Öncelikle her şey normal gibiydi, siparişi verdim ve zamanında geldi. Şöyle bir şef garsona gözüm takıldı ki hiç de hijyenik olmayan hareketleri gaye rahatlıkla yapıyordu. Tam bu sırada, kısa zaman sonra anladığım işletmenin sahibi geldi ve telefon ile konuşmaya başladı. Sanırım telefonun diğer ucundaki şahsiyetle bir sorunu vardı ve hararetle konuşuyordu, bu hararet o kadar arttı ki olay küfürleşmeye vardı ve cafe doluydu.!! Bu arada, TV’den gelen müzik yayını ile diğer müzik yayını ile karıştığınıda söylemeden geçemeyeceğim. Şimdi, bu nasıl bir işletmecilik anlayışı?

Şahsen alışveriş yaparken, çoğu kişi gibi mağazadaki görevlilerden ilgi görmeyi severim. Sonuçta alacağınız ürün hakkında soracaklarınızın olması normaldir. Etrafta birilerini görememek ise ayrı bir sorun ancak asıl sorun, görevlinin mağazada sizi an ve an hafiye gibi, yanınızdan hiç ayrılmadan tüm standları sizinle dolaşmasıdır. Daha da acısı, siz hangi ürüne el atsanız yardımcı olayım diyerek düzinelerce soru sorması ayrı bir derttir. Bunu birebir yaşadım ve başka yaşayanların da olduğunu kendi anlatımlarından dinledim. Eğer, mağaza yönetimi bunu müşteri memnuniyeti olarak algılıyorsa çok aldanıyorlar. Çünkü benim gibi pek çok kişi artık oraya gitmiyor.

2 basit örnekten sonra aşağıda bağlantılı asıl konumuza geçelim:

Bilindiği üzere “Müzik” farklı kültür ve toplumları ortak noktada birleştiren önemli bir unsurdur. Ortak bir dil olması nedeni ile güçlü bir iletişim aracıdır. Acı ya da tatlı her türlü durumda başarı ile kullanılabilmektedir.

Tüketici davranışları psikolojisi, detaylı olarak insanların tüketimle ilgili neler hissettiğini, nelere değer verdiğini ve nasıl davrandıklarını inceler. Tüketici davranışlarını anlamanın her zamankinden daha önemli hale geldiği bugünün dünyasında ise, yapılan araştırmalar göstermiştir ki müziğin (koşulsuz uyarıcı – hoş müzik) alışveriş ortamlarında ciddi olumlu etkileri tespit edilmiştir.

Bu etkilere aşağıda bakacak olursak (Tüketiciler artık “20 sn” içinde karar almaktadırlar):

  •   Doğru imajın yansıtılmasında önemlidir.
  •   Güçlü bir Marka imajı yaratmada etkendir.
  •   Müşteriler ile uzun süreli duygusal bir bağ oluşturur.
  •   Dikkati istenilen yere çeker ve ilgiyi devam ettirir.
  •   Müzik yayını, tüketicileri mağaza içinde daha fazla kalmasını sağlamaktadır.
  •   Müzik eşliğinde yapılan ürün ve hizmet teşhirleri daha kolay algılanır.  “Sözlü iletişime göre”
  •   Ortamdaki istenmeyen gürültüyü absorbe ederek tüketicilerin ilgisini kaybetmeyi engeller.
  •   Seçilen müzik türleri ticari mesajı daha anlaşır hale getirmektedir.
  •   Yavaş tempolu müzikler müşteriyi daha fazla mağazada tutar.
  •   Mağaza çok kalabalık ise hızlı tempolu müzikler trafik akışını düzene  sokar.
  •   Doğru müzik, satışları %10’a kadar arttırabilir.

Pazarlama ve Satışta ruh hali yaratmanın başlıca amaçları şunlardır:

  •   Satın Alma İhtimalini Yükseltmek İçin Rahatlatmak.
  •   O Andan Zevk Alımını Arttırmak.
  •   Objelerin Algılanmasını Geçici Olarak Arttırmak.
  •   Ruh Hali Yaratarak Objelere Kalıcı Duygular İliştirmek.

Örnek :

“Trehub 21 yaptığı bir deneyle bebeklerin kendilerine söylenen şeyi müzikle dinlemeyi konuşmaya tercih ettiklerini göstermiştir. Deneyde 6 aylık bebeklere annelerinin kendileriyle konuştukları ve kendilerine şarkı söyledikleri bir video teyp’i izletilmiş; bebeklerin annelerinin şarkı söylediği bölümleri daha uzun süreli kalıcı bir dikkatle izledikleri gözlemlenmiştir. Bebekler bu şarkı söylenen kısımları hipnotize olmuşçasına izlemişler, monitöre uzun süre “yapışmış” olarak kalmışlardır. Bebeklerin müzikle yönlendirilmiş duygusal mesajlara daha tepkili olmaları onlara yönelik ürün reklamı yaparken dikkate alınmalıdır.”

Örnek :

Olive Garden (Amerika’da ünlü İtalyan zincir restaurantı) : Frank Sinatra, Dean Martin, ve Tony Bennett gibi hafif İtalyan tadında birçok klasik vokal materyal çalar.

Örnek :

Red Lobster (Amerikan zincir deniz mahsulleri restaurantı) : Firmanın reklamlarında da üzerinde durduğu Karayipler, plaj, ve tropikal hava temalarını destekleyen Jimmy Cliff, Van Morrison, Jimmy Buffet, biraz reggae müziği, biraz Karayip cazı, enstrümantal müzik ve günümüzden Sting, Al Gren gibi daha güncel bir karışım seçmiştir. Bu durumlarda istikrarlı olan tutum firmanın stratejisiyle müzik kullanımı arasındaki bağlantıdır.

Örnek :

Victoria’s Secret firmasının çıkardığı “Victoria’s Secret Music to Go!” CD’leri müşterinin markayla ilgisini geliştirmeyi amaçlar. Bu noktada olay artık sadece bir perakendeci olmak değil müşterinin marka deneyimini evine taşıyıp tekrar mağazaya geldiğinde markayla daha çok bağlantılı olmasını sağlamaktır.

Örnek :

Avustralyalı giyim perakendecisi Jacqui E; hedef kitlesini “stili olan ve kendine güvenen modern kariyer kadını” olarak belirlemiş ve dolayısıyla müzik karışımını 1980’lerden 1990’lara uzanan hafif rock olarak seçmiştir. Bu seçimin mağazalarda olumlu etkileri olmuştur.

Örnek :

Jacqui E’ nin tam tersine; kardeş firması Just Jeans, daha genç bir kitleye hitap ederken müzik olarak “Pearl Jam” güncel rock müziğini “İstediğini giy, olmak istediğini ol! (Wear what you want, be what you want)” konumlandırmasıyla uyumlu seçmiştir.

Bir mağazada çalınacak müzik; satış elemanının ve/veya bir restoranda şef garsonun zevkine bırakılacak olursa ve reklamda müzik unsurunun önemli etkisi dikkate alınmaz/planlı davranılmazsa (örneğin müzik seçimi, reklam finansörünün/finansörlerinin kişisel zevkine bırakılırsa) bu, tam anlamıyla kumar oynamak anlamına gelir. Müzik; reklamcılık ile ilgili tüm alanlarda, sektörünün vazgeçilmez bir aracıdır ve reklamların istenilen sonuca ulaşmasına yardımcı en önemli faktördür.

Dolayısı ile mağaza içinde müzik yayını amatörce yürütülmemeli, kaliteli müzik yayını ile bu konuya tamamen profesyonelce yaklaşılmalıdır.

Peki? Müziğin etkisi günün Sosyal Medya mecralarında kullanılabilir mi? İlerleyen günlerde bununla ilgili bir yazı hazırlayacağım.

Bol müzikli günler…