Türkiye’nin kredi notunun artmasına paralel olarak, faizde meydana gelen ve bir süre daha sürmesi beklenen düşüşün, yerli tasarruf sahipleri açısından da irdelenmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.
Faizdeki düşüş; şüphesiz ki devlet bütçesinde bugüne kadar fazlasıyla görülen yüksek faiz yükünün azaltılması ve buna bağlı olarak devletin finansman açığını daha düşük borçlanma maliyetleri ile kapatabilmesi bakımından son derece olumlu bir gelişme.
Diğer taraftan; Merkez Bankası’nın politika faizlerini düşürmesi ile Hazine kağıtları ve mevduat faizlerinde meydana gelecek düşüşlerin, kredi faizlerine yansıması sonucunda reel ekonomide çok ciddi bir canlanma olacağı da açık.
Faiz ekseninde bahsettiğimiz bu temel ekonomik tablo, genel gidişat bakımından arzu edilen bir durum ancak bu durumun sürdürülebilir olması gerekiyor. Bunun da en önemli şartı enflasyonun kalıcı olarak düşük seviyelerde tutulması. Enflasyon kalıcı olarak düşmediği sürece faiz düşüşü de kalıcı olmayacaktır.
Şimdi bizdeki durumu bu açıdan değerlendirelim. Enflasyon beklentisi halen % 7 seviyesinde, gösterge tahvil ise % 6’nın altını zorluyor. Bu durumda reel faiz açısından yerli tasarruf sahipleri zarardalar.
Hazine kağıtlarına yatırım yapanların büyük bir çoğunluğu ise yabancı. ABD ve Avrupa’da devam eden ekonomik kriz, güvenli limanlardan biri olarak görülen Türkiye’ye yabancıların ilgisini daha da artırdı. Yabancılar faizin düşüş eğilimine girmesi ile birlikte, özellikle Hazine kağıtlarına yoğun bir şekilde yatırım yapıyorlar. Faiz düştükçe kazanıyorlar. Bunların kendi ülkelerindeki en yüksek enflasyon % 3 seviyesinde. Reel faiz bakımından da kazançlılar.
Ayrıca, Merkez Bankası’nın kurları dengede tutacağı yönündeki açıklamaları, yabancıların adeta bir tür sigortası oldu.
Çünkü böylelikle TL kazançlarını kendi paralarına çevirirken kur riskini de bertaraf etmiş oluyorlar. Bu da risk iştahlarını ve kazançlarını artırıyor.
Sonuçta; faizlerdeki düşüş, üreten, büyüme hedefini yükselten Türkiye’nin yararına ama enflasyon kalıcı olarak düşene kadar bunun faturasını maalesef yerli tasarruf sahipleri ödeyecek.
Konuk Yazar: E. Ferit İNAN