Son dönemde; özellikle de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in ülkemizin kredi notunu “yatırım yapılabilir” ülkeler seviyesine yükseltmesiyle, TL’nin yabancı para birimleri karşısında değer kazanacağı yönündeki beklentiler hayli arttı. Güçlü bir Türk Parasının varlığı milli duygularımızı okşasa ve kulağımıza çok hoş gelse de dünya ekonomi pratikleri ve gerçekleri bakımından olayı değerlendirmekte yarar var.
Türkiye Ekonomisinin bugün herkes tarafından kabul edilen en önemli zafiyeti yüksek cari açık rakamı. Tüm ekonomi yönetimi cari açık rakamını düşürerek, kontrol edilebilir bir seviyeye çekmeye çalışıyor. Böylesine bir çabanın olduğu bir dönemde TL’nin aşırı değer kazanması, ihracatçımızın dış piyasalardaki rekabet gücünü önemli oranda azaltacağından, bu durum cari açığı artırıcı bir faktör olacaktır. Diğer taraftan; değerli TL özellikle nihai tüketime yönelik ürün ithalatını çok artıracağından yerli sanayicimizin üretim ve karlılığında da önemli düşüşlere sebebiyet verecektir.
Bu durumun en önemli yan etkisi ise istihdam üzerinde görülür. Ucuz ithal ürünler ile rekabet edemeyen, karlılığı düşen yerli üreticilerimiz büyüme ve yeni alanlara yatırım yapma hedeflerinden vazgeçerler. Hatta bazı sektörlerde küçülme bile meydana gelebilir. Bu da işsizlik rakamının büyümesi demektir.
Halen dünyanın ikinci büyük ekonomisi konumundaki Çin, bu gücüne özellikle son yıllarda kendi para birimi “Yuan”ın değerini yabancı para birimleri özellikle de ABD Doları karşısında sürekli düşük tutarak ulaşmıştır.
Yunanistan’ın içinde bulunduğu derin ekonomik krizi aşamamasının en önemli faktörlerinden biri de “Euro” bölgesinde olduğu için parasının değerini düşürememesidir. Oysa ki Yunanistan eski para birimi Drahmi’yi kullansaydı parasının değerini düşürerek, dış ticaret ve turizm gelirlerini arttırıp, krizden daha kolay çıkış yolu bulabilirdi.
Merkez Bankası Başkanı’nın, TL’nin aşırı değerlenmesine izin vermeyecekleri yönündeki açıklamasına da bu değerlendirmeler ışığında bakılmalıdır. Gerçekten de aşırı değerlenmiş bir TL, dış ticaret dengeleri ve istihdam bakımından ülkemizin yararına değildir.
Konuk Yazar: E. Ferit İNAN
Üretemeyen bir toplum ne kadar ekonomi güzel gözükse de geri gitmeye mahkumdur. Nitekim pek çok ülkeye ihracat yapan bir kobi kurlar nedeniyle zor durumda kalmışş küçülmüş ve iç piyasa işini alabilmek için pazarlık gücünü yitirmiştir.